N’aber?

Önce:
Bu blog gönderisinin işlevi çeviri grupları ve okurlar arasında seri paylaşımını sağlamak ve okurların seri önerilerini toplamaktır. Önermek istediğiniz seri varsa yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi için -> https://manga-tr.com/blog-goster-852.html

sokaklarda mızıka çalma çocuk
vurulursun

Bu sefer şiir ve müzikle başlayalım: https://www.youtube.com/playlist?list=OLAK5uy_m6EIBRMj2Bxryh-XX-1Vm0mueuovfFD3k

Bir haftanın daha sonuna geldik sayılır. Unutmadan ilk konuyla başlayayım, sonra devamını getirmeye çalışırız.

DEX

Geçtiğimiz hafta MangaDex’e bir saldırı yapıldı. Ayrıntıları aşırı derecede bilmediğim için ne desem yalan olur. Saldırı oldu ve şifrelerin bir kısmının çalındığı, diğer sitelerde de kullanıyorsanız oralar da dahil olmak üzere bir şifre değişikliğine gitmemiz söylendi. Eğer haberiniz yoksa lütfen elden geldiğince şifrelerinizi değiştirin. Bu haberden sonraları ise bakım ve yenileme için site kapatıldı. Gerekli açıklamalar sunuldu. Sitenin herhangi bir sayfasına girmeyi denerseniz ulaşabilirsiniz. Kısacası ne kadar süreceği pek belli değil ve bize de beklemek düşüyor. Bu arada elbet bazı seriler de sekteye uğradı. Serilere devam etmek isteyenler için birkaç öneri sunmak istiyorum. İlki akışı hala devam eden, MangaDex’in 2020 Sonbahar’ına dek olan arşivinin torrenti:

https://nyaa.si/view/1304255

Bununla beraber güncel seriler için de Fansub’ların kendi sitelerine bakmak mantıklı olacaktır -site kullanan var, kullanmayan var; pek bilemiyorum. Güncellerde sıkıntı olabilecek gibi görünüyor. Fakat tamamlanmış, hazır olanlar için arşiv yeterli olacaktır-.

Okuma içinse MangaPark, Manganelo ve Mangakakalot gibi pek çok site kullanılabilir.

MangaDex güzel bir siteydi, umarız ki kısa sürede daha sağlam ve şık bir tasarımla geri döner.

Çeviri Grupları

Çeviri gerçekten emek istiyor. Çevirmeni için de düzenleyicisi için de işin içindeki diğer herkes için de böyle. Bunları sanırım bıktırasıya dek söyleyeceğim ve söylerken tekrar tekrar teşekkür etmeyi sürdüreceğim. Çünkü büyük bir emek ve değerli. Üstelik de tek istedikleri bir teşekkür. Yorum yapalım, teşekkür edelim. Gruplar ise bu konudaki sağlam oluşumlar. Grup kurmak, sürdürmek, düzen sağlamak, beklentileri karşılamak kolay değil ve bunu başaran çok iyi gruplar var. Rastgele bir öneriyle Jackals mangasını duydum ve Türkçesini de tanıdık bir grubun çevirdiğini biliyordum. Hangi grup diye baktım, gördüm ki cilt cilt hazırlanmış, dedim ki “bir bakayım nasılmış”. Bir göz atımda bir cilt bitti. Öyle ki yavaş okuyan bir ben için öylesine akıcıydı, öylesine güzeldi. Çeviren Mnaki’ydi. Çeviri zaten mükemmel ve alıp götüren havadaydı. Düzenleme de çeviriyi mis gibi tamamlar nitelikteydi. Mnaki’yi duymuşluğum vardı fakat asıl sevmem okur yorumlarıyla beraber olmuştu. Mnaki, MangaHD, Tortuga, Cinnet, Mavi… Sitelerini bir ziyaret ettim etkin olanların. Ve söyleyebilirim ki hani bazı kişiler olur işleri güzeldir, iyi yaparlar fakat ahlakı, duruşu, fikirleri uygunsuzdur. Buradaki uygunsuzluk aşırı şeyler. Mesela geçtiğimiz sene olması gerek Peter Handke adlı yazar Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Yazar, Bosnalılara zulmeden Sırp savaş suçlusu Slobodan Miloseviç’i destekliyordu. Epey de tepki aldı, ödülün ona gitmesi. Yakın zamanda da iyi bir yazarımız olarak bildiğimiz Hasan Ali Toptaş’a ait taciz olayları gün yüzüne çıktı. Şimdi ne yapılır? Kişi bu davranışlarına rağmen iyi bir yazar diye okunmalı mıdır yoksa yazdıkları artık tamamiyle yok mu sayılmalıdır? Ben bu ikilemi çözemedim. Konuya dönersek bahsettiğim, gördüğüm bu gruplar iyi gruplar. Çıkardıkları işler de kendileri de fikirleri de müthiş insanlar. Bundan dolayı da hepsini çok sevdim. Buradan da tekrar kendilerine teşekkür ediyorum. Ellerine, fikirlerine sağlık.

(MangaTR’dekilere hiç girmiyorum. Onlar zaten birebir arkadaşlarım oldular sayılır artık. Yaptıkları serilerin, tamamladıklarının haddi hesabı yok. Çuklatsever ekibe bir kamyon çikolata dolusu selamlar, sevgiler.)

Mutlu/Üzgün

Bundan tam bir hafta önce Resmi Gazete’de yayınlanan bir kararla İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Üzülebileceğim yüzlerce şeyden biri diye bunu örnek verdim. Niye üzülür ki insan buna, mesela buna? Genel anlamda niye üzülür ki? Acı çekenlere üzülür insan, empatisi üst düzeydedir insanın. En azından kaybetmeden önce. Çünkü insan taklit ederek, diğer insanlar aracılığıyla her şeyi öğrenir. Öğrenmeyi öğrenmesi epey geç yaşlara rastlar. Doğal olarak da empatik olmak zorundadır. Acı çekmeyi, diğerlerinin acı çekmesini sevmez. Buna üzülür. Üzülme yanlıştır, kötüdür. Üzen şey de olmaması gereken şeydir. Üzülme bunun bir temsilidir aynı zamanda. Onaylanmamışı gösterir. Sevinmek de onaylamadır. İyidir. İyi olan şey sevinç verir. Genelde üzüntü ve sevinç arasında gri alan yoktur. İnsan ikisinden birinde olmaya yatkındır. Çünkü düşünür, karar verir. Sürekli anlamaya çalışır. Bu anlama sürecinde bazı şeylere doğru der, bazılarına yanlış. Boş kalamayız işte. Sürekli üzüntü bizi perişan eder. Durdurur ve kısıtlar. Fakat sürekli mutluluk da tozpembe ve uyuşturucudur. Düpedüz yalandır. İkisi de rahatsız edici olup değişim ister bundan dolayı. Umarım ki siz de sürekli üzüntü ve mutluluk arasında geçiş yapar, doğru tonlarda yaşayabilirsiniz. Emin olun ki iki duygunun da abartısı net bir sahteciliğe gider. Hayat müthiş değildir. Dünyanın bir köşesinde, bir şekilde ve bize de ulaşmış şekilde acı çeken herhangi biri olduğu sürece bu hayat yeterince mutlu değildir. Mutlu olmayı hak etmiyordur. Fakat kuşlar öttüğü sürece, çiçekler saçıldığı sürece, güneş doğduğu, soğuk bir rüzgar iliklerinizi yalayıp geçtiği sürece; bir insan size samimiyetle gülümsediği sürece, çocuklar şenlikle kahkahalar attığı sürece, bir bebek size baktığı sürece, bir yerlerde bir sevgi olduğu sürece bu hayat o kadar da kötü değildir. Hiçbir zaman da o kadar kötü olamayacaktır. Sandman’de geçtiği gibi “umut (hiçbir varlığın acı çekmediği an)” denen en güçlü o şey var olduğu sürece bu böyledir.

Lütfen, eğer siz de üzgün anlarınızdan kurtulamıyorsanız fırsat bulduğunuz ilk mutlulukta bir yazı yazın. O mutluluğu ve her şeyin o kadar da kötü olmadığını yazın. Sizin yazmanız gerek. Ben sizi tanımıyorum. Ben kendimden başka kimseyi o kadar tanımıyorum ve kendimden başka da kimse beni o kadar tanımıyor. Size yazdığım bu yazıyı bana başkası yazsa, üzgün bir anımda; kesinlikle diyebilirim ki: Saçmalama. Dünyada onca berbat, acı verici, saçma sapan ve düzelmez şey varken her mutluluk sahtedir ve var olmaya layık değildir. Gerçek olanın acı olduğunu savunacağım. Fakat insanın bunu kendinden duyması bambaşka bir şey. Lütfen o mutlu an’ın birinde bunu bir düşünün.

Seri Önerisi

Seri haricinde her şeyi önerdiğim burada bu sefer de iki tane yabancı fansub önereceğim. Zaten pek çok projede de beraber çalışmış olan bu iki fansub, en acayip işlerin üyesi. Psikedeli’ye de ilgi duymaya başladığım için daha da bir güzel geliyorlar. Birkaç fansub daha var ama şimdilik bu ikisini vereyim. İlki Roselia Scanlation (https://www.mangaupdates.com/groups.html?id=4629), diğeri Gantz Waiting Room (https://www.mangaupdates.com/groups.html?id=1204). Sanırım anlatmamdan ziyade serilere kendiniz göz atsanız daha güzel olur. Hem şey gibi olur bu, kendiniz de araştırma emeği verip daha bir sahiplenirsiniz -yani, anlatacak kadar pek bir şey bilmiyorum. Az biraz serilere göz attım. Grupların biri zaten aktif değil, öteki de bir miktar seriyle devam ediyor.-

Herkese kolaylıklar ve mutluluklar diliyorum.

Kamil/Birket

Blogun ana kaynağı: https://manga-tr.com/blogu-75323.html