Müzikli giriş:

Her şey birdenbire oldu
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire
Yemiş birdenbire oldu
-Orhan Veli

Merhabalar.
N’abersiniz?

Haftalık yazılar yazmak eğlenceliydi. Ben de yine bu tarz sürekli yazılar çıkartacak bir şeyler bulayım dedim. Zaten gerekli konular oldukça blog da yazılıyor. Bu arada onları da araya atarız. Bu bloglarda neler olur? Adı üstüne bülten olur. Haber veririm, kalanında da takılırız.

bülten
Fransızca bulletin
1. isim Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru.
2. isim Dergi.

Belki de bülten tam olarak bizi karşılamıyor. Neyse ki çok umrumuzda değil. Bakalım nelerimiz var. Epey de birikmiş. Bir iki haftalık dikkat çekici haberleri vereyim, bundan sonrakiler daha rahat olur.

– Netflix’in bir animesini daha duyuruldu: Lady Napoleon(ki yanlış yazarak fark ettim, Lady Bonaparte daha havalı, her neyse) adlı bu animeyi, orijinal anime statüsünde olduğu için duyurmak istedim. Shin Kibayashi adlı Area no Kishi‘den tanınabilecek, sadece 8 tane takma adı olan mangaka tarafından serinin senaryosu hazırlanıyor/hazırlandı.

– 3 Ekim’de Tomoko İzumi‘nin eseri Mieruko-chan‘ın animesi çıkıyor. Sanırım one-shot’tan mangalaşmıştı. Eğlenceli seri olmalı. Mangası sitede var, tık edip ulaşabilirsiniz.

– Bir Kartel Hikayesi: Kızıl Gezegen Ağıtı, bu Cowboy Bebop‘un öncesini anlatacak olan novel’in adı. Animede ufak ipuçları vardı, ötesi spo, sustum. Ek olarak Dan Watters‘ın yazdığı ve Lamar Mathurin‘in çizdiği bir de çizgi roman geliyor Bebop‘a. Çizgi roman aralıkta yayınlanacakmış ve 4 sayı olacakmış. Novel de çizgi roman da Titan Comics‘ten çıkacak. Bunlarla beraber, önceden açıklanan ve korkuyla beklediğim live-action dizi var. Şimdi oyunculara baktım geldim dizinin. Bakın geçen gün Leyla ile Mecnun çıktı, iyi dendi fakat onda kadro belli, yapanlar alışmış. Bunda ise her şey farklı. Sanırım diziye hiç bulaşmamam gerek. Evet. Buyrun devam edelim.

– Sony, şu Youtube hesabında Madhouse‘a yaptırdığı Marvel animelerini yayımlıyor. Şimdilik Blade ve X-Men‘den birer bölüm yayınlamış. Bu şekilde yapılmış (bu seriler eski, şu an ise yeniden yayım yapılıyor diyebiliriz) anime serisi dört taneymiş de bunu boş verin. Daha ilginç şeyler buldum. Neyse, daha ilginç de değilmiş. Sadece Katsuya Terada, Ryoichi İkegami, Abe Yoshitoshi adlarını görünce heyecan yaptım. Bazı sanatçılar öyle pek popüler olmayabiliyor fakat işleri, çizimleri uçuk bir şekilde oluyor. Animeler ilginizi çekerse bakabilirsiniz.

– Shuumatsu no Valkyrie‘nin geçenlerde 2. sezonu çıkacağı duyrulurken yakın zamanda da Cartoon Network 3 Ekim’de seriye bir mini-anime çıkaracaklarını duyurdu. Kapağa bakılırsa bir chibi geliyor. Arayıp kapağa bakabilirsiniz : P

– 9 Ekim’de Lüpin III: Part 6 çıkıyor. Mamoru Oshii de konuk yazarlardanmış. İlginç olabilir.

– Science SARU stüdyosu Heike Monogatari animesini duyurdu. Yönetmen Naoko Yamada. Bu stüdyo biraz ilginç görünüyordu, seri konusunda umutluyum. Senarist de yönetmen de Koe no Katachi‘den.

– Eiichiro Oda sensei geçen sene ağustosta hikayeyi 4-5 yıla tamamlamayı planladığını söylemiş. Geçenlerdeki açıklamadan ise hikayenin final evresine girdiğini söylemiş. Koskoca One Piece da bitiyor. Umarım başına bir şey gelmeden biter. Ve daha nice güzel seriler hazırlar.

***

Evet, haberleri vereyim derken daldım gittim. Halbuki azıcık sohbet edecektim. Yine de aklımda kalan kadarıyla konuşayım.
Covid dönemine rağmen okullar açıldı bunu yazdığım gün. Bu arada da fansub’ların kimindeki canım emektar insanların bazıları 12. sınıf olduklarından serileri bırakma ve gevşetme kararı aldı. Hepsine başarılar diliyorum ve bu arada ilgilenenlere(çevirip editleyip kendileri Türkçeye kazandırmak isteyenlere) bıraktıkları serilere göz atmalarını öneriyorum. Grup duyurularına göz atarsanız bulabilirsiniz. Hatta bazı seriyi çok sevip fakat sınav sebebiyle bırakmış olanların serilerini onların da okuması için siz alabilirsiniz. Onlar da aralarda okuyup nefes alırlar. Sizin bileceğiniz iş. Bu arada geçen seneki sınavdan başarıyla ayrılan ve üniversiteye geçenlere de hayırlı olsunlar diyorum. Güzel bir üniversite dönemi geçirin.

Uyku bastı, saat 2’ye geliyor, yağmur çiseledi.

Bir garip dünya içinde yaşayıp gidiyoruz. Doğrular belirsiz, kurallar belirsiz, doğru gördüğümüzü uygulamak zor. Belki de en iyisi yaşamak. Sıkıcı konulardan uzak duralım değil mi?

Bu Alejandro Jodorowsky adlı yönetmen. Bu adam Dune filmi çekeceği zaman o kadar kişiyi ikna etmiş ve kendine öyle bir misyon yüklemiş ki, çok sevdim bunu. Keşke yapabilseydi. Jodorowsky’s Dune adlı belgeselde geçiyordu(ki belgeseli öneririm), adam bu filmi peygamberi olarak kullanıp Tanrı olmak istiyormuş. Ne fikir ama. Filmi öyle bir şekilde yapacak ki film; filmin içinde anlatılan konuyu, kendisi izleyenleriyle yaşamış olacak bir nevi. Bilinçleri uyandıracak, insanlar düşünerek yaşayacak ve farklı bakacak. Ya ne oldu? Hiçbir stüdyo çekimi sağlamadı dhgjdkgd. Gülüyorum ama çok acı. O kadar çabanın sonucu ki bu. İnsanın siniri bozuluyor. Yine de Jodo(aramızda öyle deriz biz) bu film sayesinde Moebius ve Giger‘i sinema dünyasında kazandırdı. Ek olarak da bir çok sonraki ünlü filmlerde gördüklerimizden kimini. Bulabilirsek storyboard kitabı var, kocaman bir şey, ona bakalım. Bu arada yönetmenin delice başka filmleri de var. Bakabilirsiniz.
Sonny Boy‘u bitsin diye bekliyorum. Açılış sahnesine baktım, fena gelmedi. O kadar çok söyledim ve bahsini açtım ki bittiği gibi izleyip inceleme falan yazayım. İnceleme demişken Anikiga ne alemdesin, hey koca Hitachi?
The Tatami Galaxy İngilizce adlı bir anime var. Muhakkak görmüşsünüzdür. Ben stüdyo (Science SARU) ve Masaaki Yuasa‘yı tanımadan önce animeyi duymuştum. İndirdim hazırladım animeyi, bilin bakalım ne olmuş? Kaç yıl aradan sonra stüdyonun devamını çekeceği tutmuş. Sildim geri. Çıkınca toplu izlerim. Hoş bu toplu izleme manyaklığı da ayrı bir şey. Ondan sonra devam edecek enerji ve reytingleri kalmıyor. Zaten Japonlar bile artık onu beklemiyordur. Satış rakamı falan bakıyordur. Zaten hazırlamışsınız 13-26 bölüm, ya ne olacak, atacak mısınız? Saati de değişse gösterim devam ediyordur. Yine de çıktıkça izlemek gerek. Mesela manga çevirilerinde de. Ekip çevirir çevirir okumalar gecikmeli gelir, sonra da ekip bırakacak seviyeye geldiğinde bakarlar ki “Aa, okunuyor.”. Şimdi hiçbirimiz demeyelim, insan çevirisinin okunmasını ister. Okunmasını, tartışılmasını, teşekkürü. Prens hariç. O teşekkür beklemeyecek kadar yüce gönüllü. Yapıp geçer. O şekilde keyfine ve seven bir avuç kişiye yapan da var. Yine de teşekkür güzel şey. Buradan ozman‘a da selamlarımı yolluyorum. Şimdi spiker çıkacak, daha var mı diyecek. Her neyse. Halbuki cıvıtmadan yapacaktım. Yoksa okunmuyor da pek hoşa da gitmiyor. Ben de okumam yani. Ne diyebilirim. Var ya, bir Ultra Heaven var. Of. Serideki uyuşmuş ve uçmuş bilinç çizimleri var. Astroid serisi vardı, ondakilerin hikaye içi halleri. 3 kitaplık seri. Akılda bulunsun.

Uyanamayacağım. Gevezeliğimin devamını sonraki yazılara bırakıyorum.
Sevgiyle kalın, hoşça kalın.

Birket/Kamil

Blogun ana kaynağı: https://manga-tr.com/blogu-75323.html