Blog Yazımı Hakkında İpuçları
Merhaba.
Ne acayiptir ki yazamaya yazamaya blog yazımı hakkında kimi fikirler elde ettim. Daha kişisel bakışa sahip ve geniş çaplı araştırmaya dayanmayan bu blog ile bunları iletmeye çalışacağım. Şimdi gidip blog ne demekmiş ona bakıyorum.
…
Blog veya Weblog teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturabildikleri, günlüğe benzeyen web siteleridir. İngilizcedeki “web” ve “log” kelimelerinin birleşmesinden oluşan weblog kavramının zamanla yaygınlaşmış adıdır. ~Vikipedi
Düşünün ki bir ne olduğuna bakmadan bu işe giriyoruz. Hoş, fark etmiyormuş. İyi bari. O zaman beceriksizliklerimize bakalım (bu beceriksizlikler MangaTR’deki blog okuyucu kitlesine göre hazırlandı. Farklı site ve kitleler için elbette fark edecektir.)
Kitleye uygun bir yazı hazırlamaya bakın. Bunu açmıyorum, anime/manga sitesinde matematiksel bir fenomen anlatılmaz (anime/manga’sal bir bağlantı yoksa).
Blog başlığınıza dikkat edin. İyi ve alışılıp içi boşalmış olmayan bir başlık yarar sağlayacaktır. Hatta baştan merak uyandıran bir başlık daha çekicidir fakat işin ucunu kaçırıp da uçuk bir başlık atarsanız (Yılın en iyi animesi, gibi) bu sefer yazı açılacak, anime adına bakılacak, ilgilenenler duracak, diğerleri doğrudan gidecektir. Yazıyı okutmak ve tepki ölçmek gereklidir. Hem bu örnekteki gibi bir durumda da amacınız animeyi bilmeyen veya animeye ön yargısı olanları esas almaktır. Başlık üzerinde düşünmeye vakit ayırmak gerek.
Bloglarda kişisel sorun ve serzenişlerinizden bahsetmeyiniz. Belki insanların duymaktan bıkmaları yüzünden ve sizi de tanımamaları sebebiyle bu şikayetler kendilerini alakadar etmediği için bu tür bir yazım içeriğinden kaçınmak gerekir. Bu tür iç dökmeleriniz için arkadaş ve diğer yöntemlere başvurun. Tabii konu alanla ilgili (manga, anime vs. vs.) bir serzeniş ve yakınmaysa bu durumda ifadeyi toparlayıp bunu belirtin. Karşının işine yarayacak bir şeyler olmalı yazıda. Denediğim için söylüyorum, karşıyı gerçekten ilgilendirmeyen bir yazı okunmuyor.
Yukarıdaki şikayet ve serzenişteki mesele gibi dil kullanımınızda da samimi fakat yılışıklıktan uzak bir üslup gerekli. Samimi ve profesyonel, diyelim biz buna. Üslup karşıyı çekecek ve yazıyı okutacak kadar samimi ve tatlı fakat bozuntulara ve sululuklara gitmeyecek şekilde tavrını koruyup profesyonel olmalıdır.
Yazının yazım planını kafanızda kurup belli bir düzen ayarlayın. Ya da veya bununla beraber yazınızı birkaç kez gözden geçirin. Kopuk parçaları ayarlayın, eksikleri giderin, yazım ve noktalama düzenlemelerini gerçekleştirin (sözlüğe bakın, mutlaka bakın). Yazı tipi ve renk için de ilginç uygulamalar deneyebilirsiniz. Bu sizin şıklığınıza kalmış.
Sanırım sona geliyoruz. Madem yazı blog yazarlarına yönelik, okuyucular hakkında da ileri geri konuşabiliriz. Blogları, görenlerden nadir bir kitle ilgilenip okuyor. Okuyanlardan da pek azı yorum yapıp tepki gösteriyor. Hatta bazı okuyucular, blogların altındaki yorum ve tepki kısmından habersiz. Beklentilerinizin bu yönde olmasını öneririm. Okumalar da ortalama 200 civarı oluyor fakat ilgi çeken konularda çok daha yüksek rakamlar görülebiliyor.
Sonnot: Yazacağınız bloğun okunması sizi alakadar etmiyorsa; istediğim gibi yazarım, diyorsanız bu yazı sizi alakadar etmez ve sizi kimse tutamaz. Blog bu. Ek olarak bu beceriksizliklerden de üst düzey olarak şunu öğrendim ki: Bir bloğa çok okunuyor diye iyi gözüyle bakılamaz. Kanmayın buna. Popülizm’dir bu. Kendinizi kendiniz eleştirin.
Kamil/Birket
Blogun ana kaynağı: https://manga-tr.com/blogu-75323.html